Kurtlar Vadisi hangi gözle izleniyor?

Televizyonların en çarpıcı, en çok izlenen, en tartışılan dizilerinin başında Kurtlar Vadisi geliyor. Elbette çok uzun soluklu pek çok TV dizisi var ama aralıklarla neredeyse 7 yıldır süren Kurtlar Vadisi’nin ulaştığı “izlenme” başarısına hiçbiri ulaşamadı.

İki Kurtlar Vadisi
Aslına bakarsanız diziyi ikiye ayırmak gerek. Biri bildiğimiz “Kurtlar Vadisi” dizisi. Yanılmıyorsam 96 bölümde bitmişti. Sonra uzun metrajlı bir sinema filmi yapıldı. “Aşırı” bir Amerikan düşmanlığı içeren bu filmin gösterimine Amerika’nın bazı yerlerinde izin bile verilmedi. Sonra dizi “Kurtlar Vadisi-Terör” adıyla yeniden başlatıldı.

Anında engelleme
Ancak Kurtlar Vadisi-Terör hem aşırı Amerikan aleyhtarlığı hem de PKK terörüne destek verebileceği savıyla engellendi. RTÜK dizinin yayınlanmamasını istedi. Diziyi yayınlayan kanal endişeye kapıldı ve dizi yayından kaldırıldı. Bir süre sonra ise aynı dizi yine aynı karakterlerle “Kurtlar Vadisi-Pusu” adıyla yeniden gösterime girdi.

İlk dizi neydi?
İzlenme rekorları kıran dizinin ilk 96 bölümünde “Susurluk çetesi” olarak adlandırılan oluşuma büyük övgü düzülüyordu. Dizinin kahramanları, adını herkesin bildiği Abdullah Çatlı, Alaattin Çakıcı, kimi ülkücü tetikçiler, medya, banka ve holding sahiplerini canlandırıyordu. Türkiye’deki mafya düzeni anlatılıyordu aslında ama izlediklerimizin neredeyse tamamı gerçekti.

‘Atladığımız bir şey var mı?’
Bu dizinin yarısına yakınını hiç izlememiştim. Fakat bir gün dönemin üst düzey bir emniyet görevlisi ile sohbet ediyordum, “Bana müsade, Kurtlar Vadisi’ni seyretmeye gideceğim” deyip, kalktı. Bunun üzerine “Hayrola siz de mi dizikolik oldunuz?” diye sorduğumda “Atladığımız bir şey var mı diye bakıyorum” dedi. Ben de meraklanıp izlemeye başladım. O andan itibaren gördüm ki dizideki her şey neredeyse yaşadıklarımızla bire bir aynı.

Temel felsefe
Susurluk çetesine övgü niteliğindeki ilk bölümün temel özelliği şuydu: Ortada Türkiye’nin kanını emen bir mafya var. Bir de devlet tarafından mafyaya sızdırılmış bir ajan. Bu ajanın görevi tipik mafya yöntemlerini kullanarak mafyayı alt etmesi ve Türkiye’yi kurtarması. Sonunda bu ajan mafyayı temizledi.

Ya ikinci bölüm
Kurtlar Vadisi-Pusu olarak çekilen ikinci bölüm ise tamamen farklı. İlk bölümde Susurluk çetesini temsil eden isimler, bu kez “darbecilere karşı” eylem içinde ama gariptir ki birinci bölümde övülen kim varsa bu kez yerin dibine batırılıyor. Karakterler tamamen karıştı. Dizi adeta Ergenekon savcılarının ön hazırlık çalışması haline geldi. Çünkü dizide ne oluyorsa bir süre sonra bu gerçekleşiyor.

Kafaları karıştırıyor
Kurtlar Vadisi-Pusu’nun iki önemli karakteri var. İkisi de devlet adına çalışıyor. İkisi de mafya yöntemleri kullanıyor. İkisi de her türlü kaçakçılığı yapıyor. İkisi de adam öldürmeyi hakkı biliyor. İkisi de memleketi kurtarmak istiyor. Ama senaryo bunlardan birini sempatik diğerini antipatik gösteriyor.

Anlaşılmayan nokta
İşte benim anlamadığım şu: Bu diziyi izleyenler herhalde ilk bölümleri de çok severek izleyenler. Peki aynı kişiler, karakterler değişmese de ikinci bölümdeki olayları nasıl değerlendiriyor? Sosyologların, psikiyatristlerin incelemesi gereken bu. Böyle bir bilimsel araştırma, sanıyorum, Türk halkının yeni dönem davranış biçimlerini çözmekte çok yararlı olacaktır.

0 yorum: